FAKİRSİN , SANIRIM FAKİR KALACAKSIN

Mart 1, 2010

    “ Fakir kaldık , açız, sefil durumdayız “ diyorsunuz. Doğrudur, fakat size kötü  bir haberim var. Sanırım fakir kalmaya devam edeceksiniz. “ Neden “ diye sorarsanız, elimden geldiği kadar açıklamaya çalışacağım.

    Yürüyüşüne kurban olduğunuz kişi ; “ okula yırtık ayakkabı ile giderdim “ demesine rağmen, şimdi dünyanın en zengin adamlarından birisi, hatta çocuğunun gemisi  bile var.  

Oğlu mısır ithal etmeden önce KDV ‘ yi kaldıran, ithal işleminden sonra tekrar koyan Maliye Bakanı ‘ nın yaptığı abuk sabuk esprilere gülerken “ ne tatlı adam “ diyorsunuz.

     Hiç alakası olmadığı halde,  Abdullah GÜL ‘ ü George COLONEY ‘ e, eşi Hanımefendiyi Sophie LOREN ‘ in eşarplı haline benzetiyorsunuz. 

      Almanya Hükümeti, Deniz Feneri için ” asrın soygunu “ demesine rağmen, bu Deniz Feneri Dosyasına ne olduğunu merak etmiyorsunuz. ”  Neden bir dosya, bir günde Erzurum ‘ dan İstanbul ‘ a giderken , Deniz Feneri dosyası bir yılda getirilemedi “ diye sormuyorsunuz.

Her şey için “ Ağam, şeyhim, şıhım bilir “ diyorsunuz. Topraklarınızı elinizden  alan ve sizleri köle yapmak için elinden geleni ardına koymayan insanları Meclise taşımak için işaret ettikleri partilere oy veriyorsunuz.

    Feodal düzene (  Siyasal  gücü elinde bulunduran, toprağın mülkiyetine veya imtiyazına sahip olan bir derebeyler  sınıfı ile bu sınıfa bağımlı köleler sınıfının oluşturduğu idari düzen ) karşı çıkacağınıza, bu düzenin bir parçası oluyorsunuz.

   Bu ülkenin kurtarıcısı Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ ü eleştiren, sizin en çok ihtiyacınız olan cumhuriyetin değerlerini zedelemek için elinden geleni ardına koymayan işbirlikçi Televizyon kanallarını izleyip, radyolarını dinliyorsunuz.

     Bir seçimden , diğer seçime kadar geçen sürede, kimseden bir destek görmemenize rağmen, seçim zamanı bir torba kömüre, bir torba bulgura  onurunuzu, pardon oyunuzu satıyorsunuz.

Sizleri aydınlatmak amacıyla, ölümü göze alıp köyünüze gelen ve kahvede “ Sizleri bu sefalet ve açlıktan kurtarmak için geldik “ diyen gencecik üniversite öğrencilerini “ köyümüzü komünistler bastı “ diye jandarmaya ihbar edip, kaçmasınlar diye de önlerini kesip,  Jandarmaya yardım ediyorsunuz. Oysa , size gerçekleri anlatmak için köyünüze gelen ve bu uğurda  ölenlerin ekonomik durumları oldukça iyi durumdaydı. Sürekli ağlayarak sizi kandıran bir adamın sözüyle “ tuzu kuru ailelerin “ çocuklarıydı… onlar…

     PKK ‘ lı teröristler, sınırda devlet erkanı ile birlikte kahramanlar gibi karşılanırken, teröristlerin gizli tanıklıklarıyla , TSK ‘ nın madalyalı kahraman subayları zindanlara atılırken, “ demokrasi geliyor “ diye saçmalıyorsunuz.

     Onurlu bir direnişte bulunan Tekel İşçilerini hiç umursamıyorsunuz. “ Aralarına PKK ‘ lılar var , Ergenekoncular var “ diyecek kadar vicdandan, izandan yoksun insanlara tepki  göstermediğiniz gibi, o adamın temsil ettiği zihniyetin esiri oluyorsunuz.

     Başkalarına peşkeş çekerek, Tekel İdaresini  sattıkları yetmiyormuş gibi, Tekel işçilerine , Babasının parasını veriyormuş  gibi “ Kabahat bizde, sizlere merhamet gösterdik “ diyen bir zihniyete başkaldırmayıp, o zihniyete teslim oluyorsunuz. 

    Gecekondunuzda göstermelik iftar açan devlet büyüğünün , yaz tatillerinde yedi yıldızlı villalarda kaldığını göremiyorsunuz ve yaptığı “ fakir, fukara, gureba “ edebiyatına inanıyorsunuz.

     Yaşamım boyunca, sizler için sizden daha çok tepki verdim. Gençliğim isyan etmekle geçti. Neredeyse, Deniz Harp Okulu ‘ ndan atılıyordum. Son anda yırttım. Kusura bakmayın , ben de yoruldum artık.

    Sonuçta ; üzgünüm ama, uyanamadığınız takdirde, fakir kalmaya devam edeceksiniz. Hatta , bir devlet büyüğümüzün “ en az üç çocuk “ sözüne inanarak, düşünmeden  yaptığınız çocuklarınız, sizlerden daha fakir kalacak.

     Beni soracak olursanız, bütün yukarıda belirtilenlere tepki vermeme rağmen tuzum kuru değil ama, fena da sayılmam. Emekli maaşım bayağı iyi. Her ay üç, dört gün dışarıda yemek yiyebiliyorum. Oturduğum ev de deniz manzaralı. Allah geçinden versin, Kayınvalideyi kaybedersek, durumum daha da iyi olacak.  Artık, mahallenize, kentinize, köyünüze gelip “ sizleri açlık ve sefaletten kurtarmak istiyorum “ diyecek kadar da salak değilim.

     Ancak durumunuza ben de çok üzülüyorum. Hatta bugün üzüntümden “ Ferit Baba ‘ nın Yerinde “ bir büyük rakı devireceğim. Bir de bir ciğer yapıyorlar, parmaklarınızı  yersiniz.

     Kendinize iyi bakın. Yakında seçim var. Kömür, bulgur v.b dağıtacaklar. Bu arada sakın bana “ sen fakirliğin ne olduğunu biliyormusun “,  “ sen fakirliğin resmini çizebilirmisin Eşrefpaşalı “ ayakları atmayın. Kralını çizerim. Fakir olmasına rağmen, yaşamı boyunca onurlu bir duruş sergileyen, cumhuriyete ve laik düzene  bağlı , sıkı Atatürkçü Arap DOĞAN ‘ ın oğluyum ben. Kötü bir şey de  demedim. Sadece “ artık top sizde, uyanın “ dedim.

                                            Eşrefpaşalı

Yorum bırakın